Mevlana Kalkınma Ajansı tarafından düzenlenen Kalkınma Söyleşileri’nde bu hafta Biyoçeşitlilik ve Tarımsal Kalkınma konusu ele alındı. Programa konuşmacı olarak katılan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Uzmanı Dr. Kürşad ÖZBEK katılımcılara ülkemizin biyoçeşitlilik potansiyeli, biyoçeşitliliğin geliştirilmesi ve korunması ile ilgili ayrıntılı bilgiler aktardı. Programa, konuyla ilgili kamu kurum ve kuruluşu yöneticileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve üniversitelerden akademisyenler katılım sağladı.
Programın açılışında konuşan Mevlana Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Ahmet Akman, “Anadolu coğrafyası, her alanda olduğu gibi sebze, meyve, bitki ve hayvan türleri açısından da bu topraklarda yaşayanlara sınırsız seçenekler sunuyor. Bizler çok verimli ve bereketli topraklarda yaşıyoruz. Ülkemiz gerek sebze meyve gerekse de bitki ve hayvan biyoçeşitliliği açısından Dünya’ya kaynaklık etmektedir. Ülkemizde yetişen pek çok buğday çeşidi henüz Dünya üzerinde keşfedilmemiş durumda. Ülkemizin sahip olduğu bu ekosistemi korumak, geliştirmek ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarabilmek adına hepimize sorumluluklar düşmektedir” dedi.
Akabinde konuşan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Uzmanı Dr. Kürşad ÖZBEK de “Ülkemiz bitkisel biyolojik çeşitlilik açısından oldukça zengin bir ülkedir. Dünyada tarıma yön veren kültüre alınmış birçok önemli türün orijin ülkesi Türkiye’dir. Özellikle yerel çeşitlerimiz ve yabani akrabaları ıslahçılar için sonsuz bir hazine niteliğindedir. Bu nedenlerle de yıllardır genetik kaynaklarımız yabancılar tarafından sürekli bir şekilde yurt dışına kaçırılmaktadır. Yurt dışında Türkiye orijinli geliştirilen materyalden ise ülkemize herhangi bir gelir gelmemektedir. Bu nedenle özellikle çeşit geliştirme çalışmalarında yerli materyal kullanılmalı ve ıslah çalışmaları kendi öz kaynaklarımızla gerçekleşmelidir. Bunun yanı sıra doğamızda bulunan yenilebilir yabani türler üzerine de önemli projeli çalışmalar bulunmaktadır. Bu türlerin besin ve pazarlanma potansiyelleri çok iyi bir şekilde değerlendirilmeli ve kırsal kalkınmada yerini almalıdır. Sürdürülebilir kalkınmada eko turizm de önemli bir turizm şeklidir. Doğa ile iç içe olmak isteyen insanlar özellikle küçük aile işletmelerine gitmekte, buralarda konaklamakta ve yerel yiyeceklerden tatmaktadır. Böylece hem çevre dostu bir faaliyet gerçekleştirilmekte hem de o bölge için kırsal anlamda bir gelir sağlanmaktadır” ifadelerini kullandı.
Söyleşi, katılımcılardan gelen soruların cevaplanması ile son buldu.