Mevlana Kalkınma Ajansı, Borsa İstanbul işbirliği, Konya Sanayi Odası, Konya Ticaret Odası ve Konya Ticaret Borsası desteğiyle Konya iş dünyasına yönelik olarak “Şirketleri Geleceğe Taşımak ve Sermayenin Güçlendirilmesi için Halka Açılmak” konulu bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıya Konya ve Karaman’dan çok sayıda işadamı ve firma yetkilisi katılım sağladı.
MEVKA Genel Sekreteri Ahmet Akman’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantıda Borsa İstanbul Pazarlama ve Satış Bölümü Direktörü Serhat Görgün, Borsa İstanbul Pazarlama ve Satış Bölümü Direktör Yardımcısı Mert Süzgen halka arz süreci ile ilgili bir sunu gerçekleştirirken, TÜMOSAN A.Ş. Genel Müdürü Kurtuluş Öğün de ilimizde faaliyet gösteren ve yakın geçmişte halka açılmış olan TÜMOSAN’ın konuyla ilgili tecrübelerini paylaştı.
Toplantının moderatörlüğünü de yürüten MEVKA Genel Sekreteri Dr. Ahmet Akman yaptığı açılış konuşmasında, “Günümüzde sanayicilerimizin iş hayatlarında yaşadıkları en büyük sorunlardan biri finansman sorunudur. Özel sektörümüz büyümesini hiç arzu etmediğimiz şekilde kredi kullanarak devam ettiriyor. Halka arz yöntemi ile finansmana ulaşma konusu ise özellikle son yıllarda yeni bir boyut kazandı. Bu toplantımızda da halka arzın şirketlerimize getirilerini, bu konuda firmalarımızın hangi adımları atması gerektiğini en yetkili isimlerle sanayicilerimizi bir araya getirerek istişare etmek istedik” dedi.
Borsa İstanbul A.Ş. hakkında bilgiler aktaran Borsa İstanbul Pazarlama ve Satış Bölümü Direktörü Serhat Görgün de “2012 yılına kadar İMKB sadece hisse senetlerinin işlem gördüğü bir Pazar yeriydi. Sermaye Piyasası Kurulu’nun bir kanun değişikliği ile beraber kamun kurumu olmaktan çıkıp bir anonim şirket haline gelerek özelleşme yolunda önemli adımlar atıldı. Bu adımlardan birincisi Türkiye’deki farklı borsaları kendi bünyesinde toplayarak tekel bir borsa haline gelinmesi, ikinci adım ise İzmir’deki türev ürünlerinin işlem gördüğü VOB (Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası) A.Ş. ve İstanbul Altın Borsası’nın tamamının Borsa İstanbul’un bünyesine katılması olmuştur. Bu sayede Borsa İstanbul bünyesinde hisse senetlerinin işlem gördüğü pay piyasası, türev ürünlerin işlem gördüğü vadeli işlem ve opsiyon piyasası, kıymetli madenler ve taşlar piyasası ve borçlanma araçları piyasası olmak üzere 4 adet pazar oluşmuş oldu. Borsa İstanbul’daki pay piyasamızda bir günde oluşan işlem hacmi 1,5 Milyar Dolar’dır. Günlük bazda yakalanan bu işlem hacmi bizi Avrupa’nın 6. büyük borsası haline getirirken hisse senetlerinin el değiştirme hızı bakımından da Dünya’nın 3. büyük borsası konumuna yükseltmektedir. Ayrıca borçlanma araçları piyasamızda bir günde oluşan 14 Milyar Dolar’lık işlem hacmi de borsamızı Dünya’nın 8. büyük borsası yapmaktadır. Pay piyasamızda halka açık şirketlerin halka açık kısımlarının toplam hisselerinin %65’lik bölümü yabancı şirketlere aittir. Bu da borsamızın son derece geniş perspektifte bir yabancı yatırımcı tabanının olduğunu göstermektedir. Borsa İstanbul A.Ş. olarak hedefimiz 2018 yılında halka açılarak Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlamaktır. Bu yüzden halka arz konusunu çok önemsiyor ve çalışmalarımızı bu yönde şekillendiriyoruz. Ülkemiz özel sektörü uzun yıllardır büyümesini öz kaynaklarıyla değil, kredi bazlı sürdürmektedir. Bu noktada halka arz öz kaynakların güçlendirilmesi için en uygun araç ve ucuz bir finansman yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Özel sektörümüzün bir başka riskli yanı da aile şirketlerinden oluşması buna bağlı olarak da kurumsallık kültürünün oturmamasıdır. Gerek öz kaynaklarla büyüme, gerekse de aile şirketi kimliğinden çıkıp kurumsal bir yapıya kavuşma açısından halka arz konusu çok önemli bir argüman ve aynı zamanda da büyük bir sermaye kaynağıdır” şeklinde konuştu.
Daha sonra katılımcılara yönelik olarak yapmış olduğu sunum eşliğinde Halka Arz” konusunda bilgiler veren Borsa İstanbul Pazarlama ve Satış Bölümü Direktör Yardımcısı Mert Süzgen de, “Ülkemizdeki şirketlerin borçluluk oranları gerçekten sürdürülebilir bir düzeyde değil. Şirketlerimizin kazançlarının yarısından fazlasını kredi ödemeleri yoluyla bankalarla paylaşmak zorunda kaldığı gibi bu durumun kısa bir sürede değişmesi de maalesef mümkün görünmüyor. Bu durum da şirketlerimizin Dünya pazarlarında rekabet edebilme konusunda ellerini zayıflatıyor. İşte tam da bu noktada şirketlere finansman sağlayabilmek için yatırımcılara sermaye piyasası araçlarının çağrı yoluyla satım işlemi olarak tanımladığımız halka arz konusunun önemi ortaya çıkıyor. Halka arz şirketlerin ortak alarak, işin içine halkı katarak geri ödemesi olmayan bir kaynağa düşük maliyetlerle ulaşması, öz kaynaklarını güçlendirmesi ve bu yolla hedeflerine ulaşmasıdır. Şirketlerimiz sermaye artırımı, mevcut payların halka arzı ve karma yöntem olmak üzere üç yolla halka arz edilebiliyor. Ülkemizde en fazla kullanılan yöntem ise sermaye artırımı yoluyla halka arzdır. Halka arzın şirketlerimize en önemli katkısı paraya, kaynağa ulaşma ve kurumsallaşmadır. Halka arz şirketlere finansman temini, düşük maliyetle fon temini, küresel bilinirlik, prestij ve kredibilite imkanı, likidite ve kurumsallaşma konusunda büyük katkılar sunmaktadır. Şirketler halka arz edildikten sonra ar-ge yatırımları, markalaşma, uzun vadeli kaynak girişi, yeni pazarlara açılma, şeffaflık, sürdürülebilirlik, kurumsallaşma gibi pek çok alanda büyük avantajlar sağlamaktadır. Halka arz sürecinde önemli olan etkin hazırlık süreci geçirme, doğru zamanlama ve halka arz fiyatlarının gerçekçi belirlenmesidir. KOBİ cenneti olarak adlandırılan Konya’da da borsada işlem gören şirketlerin olduğu gibi halka arz şartlarını taşıyan fakat henüz borsaya kote olmamış pek çok firma var. Bizim burada beklentimiz Konyalı sanayicilerimizin de halka arz yöntemini kullanarak öz sermayelerini artırmaları, finansmana daha kolay ulaşmaları ve bu sayede daha da büyümeleridir” ifadelerini kullandı.
Son olarak söz alan ve TÜMOSAN’ın halka arz konusundaki tecrübelerini katılımcılarla paylaşan TÜMOSAN A.Ş. Genel Müdürü Kurtuluş Öğün de, “TÜMOSAN, 1975 yılında Kamu İktisadi Teşekkülü olarak kurulmuş, daha sonra özelleştirme yoluyla Albayrak Şirketler Grubu’na devredilmiş ve günümüzde de bu grubun çatısı altında faaliyetlerini sürdüren traktör ve dizel motor üreten bir firmadır. 2012 yılında firmamızın halka arz kararı gündeme geldiğinde halka arz için gerekli şartları yerine getirmek için çok yoğun bir çalışma yürüttük. Bu hazırlık sürecinde tabiri caizse firmanızı yeniden tanımaya ve öğrenmeye başladık. Şirketimizin gerçek hikâyesinin yazılması, gelecek perspektiflerinin oluşturulması, kapasite raporları, öngörüler, piyasa analizi, rakiplerle olan rekabetiniz, satış rakamlarının ortaya konulması vb. pek çok konuda zorlu bir süreçten geçtik. Hazırlık sürecinde yaşanan bu zorluklar, bu süreçte edinilen tecrübe aslında firmamıza ve bizlere şeffaflık, kurumsallaşma, denetim, karar alma mekanizmaları konusunda çok şey kattı. Halka arz süreci şirketimizin bilinirliğini ve marka değerini büyük oranda artırdı. Halka arz sürecini yaşarken bir yandan da halka arz sonrasını da planlamak zorundasınız. Çünkü halka arzla gelecek nakdi nerelerde ve hangi amaçla kullanacağınızı planlamazsanız hedeflerinize ulaşamaz, yatırımcılarınızın güvenini boşa çıkarır aynı zamanda da marka değerinizi kaybedersiniz. O yüzden halka arza karar verdikten sonra her aşaması çok iyi planlanmalı ve yönetilmelidir. Halka arzımız gerçekleştikten sonra elimize geçen nakit paranın gücünü yatırımlarımızda, kısa vadeli ürün satın alımlarımızda sağladığımız indirimlerde çok net bir şekilde gördük. Şirketin mevcut kaynaklarına dışarıdan sıcak para temininin ne derece önemli olduğunu firma olarak yaşayarak öğrendik. Bu sürecin bizlere hem sıcak paraya daha düşük maliyetle ulaşma noktasında hem de şirketimizin finans, yönetim, muhasebe, denetim vb. alanlarında kazandığı kurumsallaşma noktasında çok kıymetli getirileri oldu” ifadelerine yer verdi.
İnteraktif bir şekilde devam eden toplantı, katılımcıların Borsa İstanbul yetkilileri Serhat Görgün ve Mert Süzgen ile TÜMOSAN Genel Müdürü Kurtuluş Öğün’e sorulan soruların cevaplanmasının ardından son buldu.