KAPAT X
Popüler Aramalar
Tüm Haberler
Haber Galerisi

Coğrafi İşaretin Alınması Ürüne Daha Fazla Değer Katacaktır

22 Aralık 2017
Okunma Sayısı: 3166

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Proje Teknoloji ve Transfer Ofisi Koordinatörlüğü (KMÜ PTTO) ve Mevlana Kalkınma Ajansı Karaman Yatırım Destek Ofisi (MEVKA) işbirliğiyle “Coğrafi İşaret Süreci, Deneyimler ve Uygulamalar” konulu panel düzenlendi.

KMÜ Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Didem Sutay Kocabaş’ın başkanlığında gerçekleşen panele Türk Patent ve Marka Kurumu Sınaî Mülkiyet Uzman Yardımcısı Ceren Turgut, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür İşleyici, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojileri Bölümü Öğretim Elemanı Uzman Dr. Şebnem Öztürkoğlu Budak ve Kayseri Ticaret Odası İç Ticaret Birim Sorumlusu Birsen Koca konuşmacı olarak katıldı.

Vali Yardımcısı Mustafa Türkcan, PTTO Koordinatörü Doç Dr. Murat Yıldız, ildeki kurum ve kuruluşların temsilcileri, üniversite personeli ve öğrencilerin takip ettiği panelin açılış konuşmasını yapan Mevlana Kalkınma Ajansı Genel Sekreter Vekili Savaş Ülger şunları ifade etti: “Belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle kökenin bulunduğu bir yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren ad ve işaretler ‘coğrafi işaret’ olarak adlandırılmaktadır. Gaziantep Baklavası, Finike Portakalı, Taşköprü Sarımsağı bunlardan bazılarıdır. Ayrıca Karaman Ticaret Odası’nın girişimleriyle Divle Obruk Tulum Peyniri tescillenmiş ve coğrafi işaret almış durumda. Ülkemiz, konumu sayesinde yöresel ürünler açısından çok zengin bir ülke ve coğrafi işaretli olma kapasitesine sahip ürün sayısı Avrupa Birliği toplamından daha fazla. Ekonomik ve rasyonel açıdan şehirleri geliştirmek, bölgesel kalkınmayı hızlandırmak açısından bu konuyu önemsiyoruz. Üreticilerimizin ürettikleri ürünlerin gerçek değerini bulması ve coğrafi işaretinin alınması ürüne daha fazla değer katacaktır.”

Panelde ilk olarak söz alan Uzman Yardımcısı Ceren Turgut ‘Türkiye’de Coğrafi İşaretlerin Tescili, Ulusal ve Uluslararası Alanda Coğrafi İşaret Koruması’ konulu sunumu gerçekleştirdi. Uzm. Yrd. Turgut, coğrafi işaretin tanımını yaparak konuşmasına şöyle devam etti: “Coğrafi işaret ‘menşe adı’ ve ‘mahreç işareti’ olmak üzere ikiye ayrılır. Menşe adı; üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinin tümüyle bu yöre, alan veya bölge sınırları içinde yapılan bir ürün olması durumunda gerçekleşir: Afyon kaymağı, Taşköprü sarımsağı gibi. Mahreç işareti için ise işlemlerden en az birinin belirlenmiş yöre, alan veya bölge sınırları içinde yapılması ve bölge ile özdeşleşmiş bir ürün olması gerekir; Antakya künefesi buna en güzel örnektir. Ülkemizde 270 coğrafi işaretli ürün, 402 başvuru aşamasında ürün, AB Komisyonunca kabul edilen de 3 coğrafi işaret vardır. Coğrafi işaret; ayırt edicilik sağlar, coğrafi kaynak belirtir, üretim metodu ve kalite garanti eder, pazarlama aracıdır, yerel üretimi ve kırsal kalkınmayı destekler, geleneksel bilgi ve kültürel değerleri korur, sürdürülebilir ve izlenebilir ürün kalitesi sağlar, ürün taklitçiliği ile mücadele etmeyi kolaylaştırır, bölgenin tanıtımını sağlayarak turizme katkıda bulunur.”

Uzm. Yrd. Turgut, konuşmasının devamında şunları dile getirdi: “Gıda, tarım, maden, el sanatları ve sanayi ürünleri kanunda belirtilen tanıma uygun olmaları koşuluyla coğrafi işaret tesciline konu olabilirler. Coğrafi işaret olarak; kamu düzenine ve genel ahlaka uygun olmayan, ürünün gerçek kaynağı konusunda halkı yanıltabilecek olan bitki tür ve çeşitleri ile hayvan ırkları veya benzeri adlar tescil edilemeyecek adlardır. Ürünün üreticisi ve üretici gruplarının yanı sıra üyelerinin ekonomik çıkarlarını koruyan dernekler, vakıflar, kooperatifler gibi pek çok meslek kuruluşu tescil için başvuru yapabilir.”

Doç. Dr. Özgür İşleyici ise ‘Coğrafi İşaret Süreci ve Sonrasında Divle Tulum Peyniri İle İlgili Yapılması Gereken Bilimsel ve Teknik Çalışmalar konusuna değindi.

Doç. Dr. Özgür İşleyici, “Türkiye yerli peynir çeşitleri açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Divle tulum peyniri de ülkemizde üretilen önemli yerli peynir çeşitlerimizden birisidir ve bu peynir çeşidimiz ismini, üretildiği Karaman iline bağlı Ayrancı ilçesinde bulunan Divle (Üçharman) köyünden ve bu köyde bulunan Divle Obruğundan almaktadır. Bu bölgede yüzlerce yıldır üretilen ve sevilerek tüketilen bu peynir çeşidi, koyun ve keçi sütünden üretilen ve olgunlaştırıldıktan sonra tüketilen bir tulum peyniri çeşididir. Olgunlaştırmanın yapıldığı doğal mağarada bulunan mikroflora, olgunlaşma esnasında deri tulumların yüzeyini kaplayıp peynirin içerisine nüfuz ederek peynire kendine has müthiş bir lezzet kazandırmaktadır. Tulumlar obruğa nisan-mayıs aylarında konulmakta ve 29 Ekim Cumhuriyet bayramında şenliklerle obruktan çıkarılmaktadır.” dedi.

Divle tulum peyniri ile ilgili yapılması gereken çalışmalara da değinen Doç. Dr. İşleyici, “Bölgede koyun yetiştiriciliğinin ve geniş meraların olması, güçlü aroma ve lezzeti, artan tüketici talebi, peynirin ulusal ve uluslararası tanınırlığı, olgunlaşmanın sağlandığı obruğun bölgede olması, ilin gıda üretim altyapısının güçlü olması, ürünün coğrafi işaret alması güçlü yönleri iken, bölgede koyun yetiştiriciliğinin azalması, genç nüfus göçü, peynir üretiminde standardizasyonun olmaması, modern süt işletmelerinin az olması gibi de pek çok zayıf yönleri bulunmaktadır. Ülkemizde üretilen yerel peynir çeşitlerimizin üretim metotları ve ürün özellikleri bakımından süratle standardizasyonlarının yapılması gerekmektedir. Ayrıca hammadde öncesi ve hammadde ile üretim, olgunlaştırma, muhafaza ve nakil, pazarlama, reklam çalışmaları, destek ve teşvikle ilgili olarak bilimsel ve teknik çalışmalar yapılması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.

Panelin devamında ‘Divle Obruk Peynirinin Endüstriyel Koşullarda Üretiminin Standardizasyonu’ projesi hakkında açıklamalarda bulunan Uzm. Dr. Şebnem Öztürkoğlu Budak şunları ifade etti: “Hijyenik olmayan uygulamalar ile kontrolsüz şartlarda üretim ve olgunlaştırma, standart olmayan üretim ve olgunlaşma teknolojisi, yağ standardizasyonunda, enzim, tuz miktarlarında ve tulum büyüklüklerindeki farklılıklar, tulumların obruk yerine soğuk hava deposu, kiler veya soğuk odalar ya da damlarda bekletilmesi gibi, gerek üretim gerekse olgunlaşma aşamasında yapılan tüm bu farklılıklar ürün kalitesi başta olmak üzere tat, aroma gibi özellikleri değiştirmekte ve standart olmayan ürünler ortaya çıkmaktadır. Projenin amacı; kırsal alanda geleneksel olarak üretilen Divle Obruk peynirinden izole edilen ve tanımlanan, peynire özgü ve doğal mikrobiyotanın (bakteri, maya ve küf suşları) belirli kombinasyonlar halinde peynirin gelenekselliğini bozmadan kontrollü şartlarda, standart yöntemle ve endüstriye aktarılabilecek şekilde üretimde kullanılması ve standart üretimin sağlanmasının ardından coğrafik orijin tescilinin yapılmasıdır.”

Panelde son olarak söz alan Birsen Koca ise Türkiye’deki İyi Coğrafi İşaretler Uygulamaları hakkında neler yaptıklarına değindi. Koca, “Kayseri’nin 10 tane üründe tescili var. Kayseri Ticaret Odası olarak Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan tescilini aldığımız pastırma, sucuk, mantı ürünlerinde yapılan yönetişim çalışmalarımız; karekodlu ürün yazılımı oluşturulması, firmaların buna dahil edilmesi, sisteme dahil olan firmalarla sözleşme imzalanması, karekodlu etiketlerin kullanımı, denetim ve raporlama gibi uygulamalardır.” dedi ve detaylı açıklamalarda bulundu.

Panel, katılımcıların sorularının cevaplandırılmasının ardından plaket ve katılım belgesi takdimiyle sona erdi.